Anal atrezi, bebeğin anüs(popo) açıklığının gelişmemesi ya da yerleşim yeri itibariyle olması gerektiği kas kompleksi (sfinkter) içinden geçememesi durumudur. Görülme sıklığı 4000 -5000 doğumda birdir. Son barsağın açıldığı bölgeye göre alçak ve yüksek tip olarak olarak sınıflandırılır. Alçak tip kızlarda ve erkelerde eşit oranda görülmekle beraber yüksek tip erkeklerde daha sık görülmektedir. Ailenin ilk çocuklarında anorektal malformasyon bulunması durumunda sonraki çocuklarda anorektal malformasyon oluşma riskini %1’dir.
Anala atrezi, konjenital diğer hastalıklarla beraber görülebilir. Bunlar kalp hastalıkları, genitoüriner sistem hastalıkları, yemek borusunun gelişmemesi(özofagus atrezisi), omurga anomalileri, ekstremite anomalileridir. Ayrıca Hirschsprung hastalığı, duodenal atrezi gibi durumlarda eşlik edebilir. En sık görülen anomali genitoüriner sistem ahastalıklarıdır. (%25-85). En sık görülen genitoüriner sistem anomalisi veziko üreteral reflüdür. Bu nedenle ameliyattan önce, anal atrezi olan yenidoğanların diğer konjenital anomaliler açısından değerlendirilmesi gerekir.
Tanı sıklıkla doğumdan sonra bebeğin ilk muayenesinde makatının kapalı görülmesiyle ile konur. Ayrıca bebeğin kakasını yapamaması. karnında şişlik olması, kakanın bebeğin pipisinden veya vajeninden gelmesi gibi şikayetlerde olabilir.
Anal atrezinin tedavisi cerrahi onarımdır. Alçak tip olanlarda tek seansta anüs açıklığı oluşturulur iken, yüksek tip olanlarda aşamalı ameliyat gerekmektedir. Yüksek tipte ilk olarak kalın barsak karın dışına alınarak kolostomi yapılır ve bebeğin kakasını buradan yapması sağlanır. Daha sonraki seansta anüs açıklığı oluşturulur ve en son olarak kolostomi kapatılır.
Ameliyat sonrası dönemde anal atrezinin tipine bağlı olarak anal darlık, kabızlık, kaka kaçırma, prolapsus, üriner sistem probemleri gibi sorunlar görülebilmektedir.
